داستان ترکی استانبولی gerçek dostluk

داستان ترکی استانبولی gerçek dostluk

Gerçek Dostluk

Meroz adlı delikanlı ülkesi Siraküza’yı zalim ve zorba  kral Denis’ten kurtarmak istiyordu.  Bu maksatla birgün pelerinin altına sakladığı bir hançerle kralın işini bitirmek isterken  muhafızlar  tarafından yakalandı ve derhal zincire vuruldu.  Kral Meroz’a sordu:  “Böyle bir teşebbüsün cezasını hayatınla  ödeyeceğini biliyor musun?”  “Evet, biliyorum, bu cezaya  da razım. Asla bağışlanma dilemiyorum.  Yalnız idamlık bir kişi olarak son arzumu bildireceğim.  Bu arzum,  nişanlı kız kardeşimin  düğününü yapıp gelinceye kadar  üç gün izin vermenizdir.  Ben dönene kadar  arkadaşım rehin kalacak. Üç günün  sonunda dönmezsem onu benim yerime  asabileceksiniz!” Zalim kral idamlık bir insanın hangi sebeple olursa olsun bir kere özgürlüğe kavuştuktan sonra  kendi iradesiyle  geri döneceğini, başını cellada teslim edeceğini düşünmüyor, böyle bir şeye  inanamıyordu. Rehin kalacak gence sordu:  “Arkadaşının ne dediğini duydun.  Geri dönmezse asılacaksın.  Bunu bile bile kefil olmayı kabul ediyor musun?”  “Evet, arkadaşımın yerine kalmaya,  dönmediği  takdirde  onun yerine asılmaya  razı oluyorum!” Bunun üzerine  Meroz’a üç gün izin verildi. Üç günün  sonunda idam saati  geldi ama Meroz görünürlerde yoktu. Vakit ilerliyor, darağacı son bir kere gözden geçiriliyordu. Başta kral, hiç kimse Meroz’un tıpış tıpış döneceğine ihtimal vermiyor,  rehin olan arkadaşını saf ve zavallı olmakla suçluyorlardı.  Kefilse onlar gibi düşünmüyor, arkadaşının mutlaka  boşına bir iş gelmiş olacağına inanıyordu.

Güneş batmak  üzereydi.  Bütün halk şehrin  meydanında toplanmış, idam için son hazırlıklar tamamlanmıştı. Artık Meroz’un geleceğinden ümit kesilmiş, kefil onun yerine sehpaya götürülürken uzaklardan Meroz’un nidası duyuldu:  “Bekleyin, ben geldim!” Herkes bir anda şaşırdı,  gözlerine  inanamadı. Nihayet Meroz kan ter içinde idam yerine ulaştı. Ümidini ve soğukkanlılığını hiç kaybetmeden beklemekte olan arkadaşıyla kucaklaştı.  Kral dahil herkes  hayranlıkla,  biri diğeri uğruna canını feda edecek  kadar  birbirine bağlı bu iki arkadaşı seyrediyordu. Meroz’un gecikmesinin  sebebi  şuydu:  Şiddetli bir yağmur  yağmış,  yollar bozulmuş,  akarsular taşmış,  köprü diye birşey kalmamıştı.  Meroz geçit vermez  sularla tehlikeli boğuşmalar yüzünden istediği süratte yol alamamış, bunun  için de geç kalmıştı. Zorba kral bu iki gencin samimiyetlerine, fedâkârlıklarına, kendisinin ömrü boyunca  hiç şahit olmadığı dostluklarına bakarak  hayatının  birçok gerçekler  bakımından boş geçtiğine  hükmetti. Meroz’u affederek aralarına kendisini de almalarını,  bundan sonra  iki değil, üç gerçek  dost olmalarını rica etti.

۱ دیدگاه برای “داستان ترکی استانبولی gerçek dostluk

دیدگاهتان را بنویسید

نشانی ایمیل شما منتشر نخواهد شد. بخش‌های موردنیاز علامت‌گذاری شده‌اند *